8 Ağustos 2018 Çarşamba

Napoli - İstanbul Karayolu Yolculuğumuz - 1

Çocuklarla, sırt çantalarıyla birlikte İtalya’dan Türkiye’ye toplu taşımalarla yolculuk deneyimi yaşamak istedim; Almanya yaşamımızın ilk yaz tatilinde. Emre neredeyse 8, Ekin ise neredeyse 4 yaşında olacak. İkisininde yürüme konusunda iyi olduklarını bilsem de iki kardeş arasındaki kimi zaman kendini gösteren çekişmeler, Tübingen gibi sakin bir şehir sonrası Napoli gibi yoğun bir trafiğin ve kalabalığın olduğu bir şehirde olacak olmamız, trenle, feribotla ve otobüsle katedilecek yolların çocuklara uzun geleceği endişesi zaman zaman üstüme gelse de, tahammül sınırlarım zorlansa da  ve tehlike yaratan anlarda anlayışım yok olsa da hepimiz için iyi bir deneyim olacağına inanarak çıktık yola. Stuttgart’tan Napoli’ye uçakla gittik.  Aslında seyahat süresince Hostel’lerde kalmayı planlıyordum ama bütçe olarak 4 kişilik bir aile için hostelin airbnb’den daha masraflı olacağını görünce vazgeçtim. İlk durağımız Villa Bruna’ydı. Sempatik, eski bir villa. Ortak dilimiz olmadan dakikalarca sohbet ettiğimiz sahibi Bruna çok cana yakındı. Evin konumu, odaları ve kahvaltısı tatmin ediciydi.




 Vardığımız ilk gün yürüyerek şehrin ara sokaklarını, kiliselerini ve katedralini gezdik. National Museum’da Atlas Heykeli’ni ve daha bir çoklarını gördük. Ekinle heykellerin pozlarını taklit ederek müze gezme faslını eğlenceye çevirdik. Emre ise  müzede sergilenen çeşitli Star Wars araçlarını ve devasa heykelleri görünce mest oldu. İlk gün bizim adımlarımızla 16 bin küsur adım atmışız. Çocuklar için ikiyle çarpabilirim herhalde. 




















Tabii ki, çocuklara söz verdiğimiz gibi pizzanın şehrinde pizza ve dondurma yedik. Napoli’de 2 gece kalacağımızdan ertesi gün şehrin ulaşması zor kısımlarını kolaylıkla gezebilmek için  Hop-on Hop-off’a binerek Napoli’nin sahil ve yukarı bölümlerini gördük. Kırmızı otobüslerin üst katında güneşin altında oturan turistleri gördükçe şaşıran ben, kendimi aynı pozisyonda sıcakla sınanırken buldum. Bu 1 saat yetmezmiş gibi Turan’a iki tur sattıklarından eski şehire giden otobüs turuna da Ekin uyuyakaldığı için katılmaya karar verdik. Turan ve Ekin aşağıda klimayla yolculuk ederken Emre’yle ben tekrar üst kata çıktık. Artık sınırlarım zorlanmaya başlamıştı ki bulutlu hava ve çiseleyen yağmur bir umut oluverdi. Otobüs gezisini tamamlamayıp katedrali tekrar görmek için en yakın yerde indik ve en meşhur pizzacısında pizza yedikten sonra tekrar tabana kuvvet yürümeye başladık. Sessizliğin içinde dualarımızı ederken tanrıların mesajı gök patlamalarıyla katedralin içinde yankılanınca an’ımız daha da büyüleyici bir hal aldı. Meryem Ana heykelinin arkasındaki sarı vitraylarda, şimşek sarının tonlarını yaratırken herkes Tanrı’nın evine sığınmıştı. Ekin çıplak ayaklarıyla mekanla bütünleşip etrafta dolaşırken, Emre savaşların olmaması ve kardeşlik içinde yaşayabilmemiz için ettiği duasını gök gürültülerinin heyecanıyla bizimle paylaştı. Katedralden çıktığımızda yağmur yoğunlaşmıştı. Yağmur sularıyla yıkanıp şifalandıktan sonra ertesi gün yapacağımız Vezüv tırmanışımız için evimize gidip dinlenmeye karar verdik.





























 3. güne daha erken başladık. Metroyla Napoli Garibaldi istasyonuna gittik. Oradan trenle Vezüv’e giden biletlerimizi aldık. İndiğimiz duraktan Vezüv’e kadar otobüse bindik. Virajlı yollar Ekin’in kusmasına sebep olsa da çok hızlı bir şekilde kendini toparladı ve tepeye kadar yürüyerek çıktı. İlk defa bir yanardağına çıktım. Benim için büyüleyici ve doğa ananın kudretini hissettiğim bir yer oldu. Ailedeki doğal taş merakı her birimize dokunduğundan hepimiz volkanik taşlarımızı toplayarak yolumuza devam ettik.
















 Bruna’nın evine döndüğümüzde saat neredeyse 17:00 olmuştu. Vedalaştık ve Ischia Adası’na giden teknelere bindik. Bizi en çok zorlayan kimsenin ingilizce bilmiyor olması oldu. Otobüs durağındaki görevliye gideceğimiz adresi göstermiş olmamıza rağmen bizi yanlış otobüse bindirerek yorgunluğumuza yorgunluk kattı. İndiğimiz yerden taksiye binmek zorunda kalarak bir güzel kazıklandık. Airbnb odalarının işletmecisi, ingilizce bilen tanıdığım tek kişi Angela, bizi dar sokaklara giremeyen taksinin bıraktığı yerden aldı. Odamızı gösterdi ve bizi kapanmadan ihtiyaçlarımızı karşılayabilmemiz için markete götürdü. Böylece volkanik bir ada olan Ischia’da maceramız başlamış oldu.





Metro x 3 : 4.5€

Tren x 3 : 12€

Vezüv otobüs ve giriş x 3: 60€

Ischia feribot x 3: 12€

3 yorum:

  1. Harika! adeta sizlerle beraber yasadik tüm heyecan ve güzellikleri..Sevgi ile kalin..Yolunuz acik, yillar sonra keyifle izliyeceginiz bir ani olsun. Devamini dört gözle bekliyoruz..Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. YUkaridaki yorum bizimdi.. Figen &Nejat Nergüs

      Sil
  2. Çok tatlısınız hepiniz.. Sizinle geziyormuşuz gibi oldu.. Bravo gerçekten, çocuklarla eğlenceli olsa da çok zor eminim. ama çocuklar için en pahalı okullardan daha güzel bir eğitim ve deneyim.. Kişilikleri, hayara bakış açıları, gelişimleri için.. çok güzel olmuş çokkk✨ İyi yolculuklar,
    Sevgiler
    Ilgın

    YanıtlaSil