18 Ağustos 2018 Cumartesi

İtalya Kıyılarında...

Son dakikada yetiştiğimiz Ischia Capri teknesine bilet bile alamadan rica minnetle, nedense daha düşük bir ücretle, binmeyi başardık. 40 dakikalık bir yolculuk sonrası bir güruh insanla adaya indik. Önce çantalarımızı bırakacak emaneti bulup, nereleri nasıl gezebileceğimizi öğrendikten sonra ilk işimiz en son Salerno’ya giden tekneye biletimizi almak oldu. Ischia sonrası için organizasyon yapmamıştık. Spontan bir şekilde en uygun fiyatlarla seyahat edebileceğimiz son dakika programıydı bundan sonrası. Yunanistan’a gidecek feribota ulaşmak, konaklama ücretlerinin daha uygun olması,  Positano ve Amalfi Kıyılarını tekneyle geçerken görebileceğimiz uygun bir duraktı Salerno. 


İlk olarak otobüs durağına gidip Anacapri’ye gitmeye karar verdik. Ama ne mümkün upuzun bir kuyruk.  Bir türlü gelemeyen ve tıklım tıklım kalkan bir otobüs. Fünükiler deseniz o da aynı. Biz de şansımızı tekne turunda denemeye karar verdik. Bütün adanın etrafını dolaştıran tura bilet aldık. Tekne turu 2 saat sürüyordu ve büyük ihtimalle döndüğümüzde aynı kuyruklar olacaksa adayı gezecek vaktimiz de kalmayacaktı. Tekneye kendimizi attığımızda tentenin altına oturacak yer bulabildik. Arada gölge iyi gelecekti. Hava sıcaklığı hala sınırlarımı zorlayan türdendi. Adanın çevresini sarmalamış muhteşem bir mavinin içinde yol alırken sarp kayalıkların altındaki oyuklara girip çıktık. O muhteşem mavilerin içine kendimi bırakasım gelse de denize girememek, geçip gitmek bizim için çok zordu. Kendimize söz verdik daha sakin olduğu bir sezonda yüzmek için buralara tekrar gelmek üzere. Emre’de bu durumdan etkilenmiş olsa gerek, günlerdir Turan’la yaptığı tekne, kaptanlık muhabbetinden esinlenerek denizdeki yatların fotoğraflarını çekip hangisini alacağını ve bizi nerelere götüreceğinin hayallerini anlattı durdu. 

 















Faraglioni Di Mezzo kayasının altından geçerken efsanenin dediği gibi öpüşmeyi ihmal etmedik. Doğa Ana’nın yarattığı muhteşemlikler içersinde yol alırken keyfimiz tarif edilemezdi. Bu kocaman üç kayanın ihtişamı her açıdan ve uzaklıktan büyüleyiciliğini ve kudretini üstümüzde hissettirmeye devam etti. Capri adasının meşhur mavi mağarası Grotto Azzurra görmeyi çok istediğimiz bir mağara olmasına rağmen 1 saat, belki daha fazla beklemeyi ve 5 dakika için kişi başı 15€ vermeyi istemedik. Tekne turumuz bittiğinde tahmin ettiğimiz gibi otobüs kuyruğu uzunluğunu korumayı devam ediyordu. Buna rağmen boş olduğunu gördüğümüz fünükilere bilet alarak Piazzetta Meydanı’na çıktık. Daracık ara sokaklarda tur attıktan; limoncellolarımızı hızlıca içtikten sonra feribota yetişebilmek için fünükilere gittik. Bir de ne görelim; upuzun bir kuyruk oluvermiş bile. Çantalarımızı almak için son 30 dakikamız ve fünükileri beklersek yakalayamayacağımızın aşikar olduğu bir kuyruk. Hemen merdivenlerden nasıl ineceğimizi öğrendik ve limoncellodan çakır keyif olmuş halimizle kahkahalar atarak ve stres olmadan aşağıya indik. 





Bu sefer zamanında yetişmeyi başardık. Feribot yolculuğumuz muhteşem İtalya kıyıları manzaralarıyla ve limoncello etkisiyle Turanla duygularımızı paylaştığımız, ihtiyaçlarımızı ve bunlar için yapabileceklerimizi konuştuğumuz,  yolculuğumuzun bize ve çocuklara yaşam ve bakış açısı olarak  kattıklarını, neleri daha farklı yapabileceğimizi paylaştığımız, gelecek gezi planları yaptığımız bir yolculuğa dönüştü. Salerno’nun karanlığında yolumuzu ararken şehrin farklı bir yüzünü görerek yeni deneyimler için güzel bir uyku çekmeye yeni evimize gittik. 











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder