25 Eylül 2015 Cuma

2. Gün

Sabah 07:00'da Ekin Hanımla uyandık. Geri kalan uykuda, akşam ki misafir de. Klasik bir biberon ardından oturak faslı yaptık. Sabaha karşı yağmur çiseledi ama dün akşamki gibi gök yarılmadı. Durgunluğu fırsat bilip, hava biraz ısınıca Ekin'i giydim sırtıma kumsalda ufak bir gezinti yaptık. Oh be ne güzel. Dünkü tantanadan ayağımı Yunanistan topraklarına basmamışım daha. 


Çocuklar acıktı; kahvaltı hazırlamak gerek de nereye. Bir cesaret dışarıda mı yapsak dedik ama iyi ki vazgeçmişiz. Uff ne yagmur, ne yağmur. Kamping de göletler oluşmaya başladı. Sanki hiç durmayacak. Tabii öyle olmadı. Durur durmaz çıktık karavandan.  Kumun başladığı yerdeki yağmur göletini görünce Emrettin, bana şöyle bir bakış attı. "Hadi" dedim. "Oynamaya." Ne coşmak ne coşmak. 


Eee, Ekin eksik kaldı. Onu da giydim sırtıma; aldım fotoğraf makinesini. Bir baktım Emre su birikintisinde yüzüyor. "Bari denize de gir" dedim. Hayır demeden kılık kıyafet attı kendini dalgalara. Deniz daha sıcak. Ardından da kumsalda bir duş. Oldu da bitti. Haydi gitme vakti. Daha malzeme alacağız. Hazır yağmur yok. Rüzgar biraz kurutur umuduyla heyecanlıyız; yastıkları da kurutmak istiyoruz. Suya odaklanmış vaziyetteyiz. Pompayı düşünmez olduk. Zorlamayalım idare eder laflarındayız. Gelecekteki yağmurlardan korkarcasına yola koyulduk. Oleeeyyy güneş açtı. Acaba yatak da kurur mu?
Bu sahil yolu Kavala'ya gider diye başladık gitmeye ama gitmiyormuş. Ören yerinde takıldık.


 

Hadi bari tamir yapalım. Olduğunu umduğumuz tamirleri Turan tamamladı. Direkt Thassos'a gitmeye karar verdik. Yollar bomboş hemen şoför değişimi veee ben de kullanabiliyorum. Ama çok uykum var. Tam zamanın da 2. değişimi yaptık. Yine sağnak yağmur ve ardından güneş.  Kavala'ya 26 km.kala Thassos'a feribot bulduk. Hava sıcak. Nerdeyse terliyorum diye söyleneceğim ama yooo bu sefer değil. Feribot türk dolu. Etrafla bayramlaşıyoruz ama henüz biz bayramlaşmadık. Açız ve benim inanılmaz uykum var. Henüz yolda uyuma şerefine nail olamadım. Kafam gidip geliyor ama Ekin kucakta. Turan beni dürtüyor. 

Paradise beach kamping'i ararken Golden Beach kamping'de buluyoruz kendimizi. Zaten öyle bir kamping de yokmuş. Bomboş, istediğimiz yere parkedebiliriz yeter ki sığalım. Karavanı yerleştirdikten sonra hemen yatakları çıkarıyoruz. Fena ıslaklar. Rüzgar var. Artık bugün kuruduğu kadar deyip bisikletlere atlayıp güzel bir bayram yemeği yemeye karar veriyoruz. Oh miss gibi. Etraf bomboş, yemekler güzel, manzara güzel ama hayıııırrr sivri sinek saldırısı... Kacıııınn.... İyi bayramlar







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder