9 Nisan 2012 Pazartesi

Marina Abramovic The Artist is Present


MARINA ABRAMOVIC; hayranlık duyduğum performans sanatçılarının başında geliyor. Moma'daki sergisine gitmeyi çok istemiştim. Gidemedim. Neyse ki İstanbul Film Festivali'ndeki belgeselini yakalamayı başardım. Yaptığı işleri ilk seyrettiğimde, kendini ortaya koyuş biçimine hayran kaldım. Eski kocasıyla arasındaki aşka, paylaşıma ve birlikte yaptıkları sanata hayran kaldım. Aşklarına son vermeye karar verdiklerinde Çin Seddi'ndeki vedalarına hayran kaldım. Uçlardaki yaşamına, kendine kattıklarına, bize kattıklarına, açık sözlülüğüne, cesaretine, asla vazgeçmemesine, ifadesine, gülüşüne hayran kaldım.
Bu belgesel Moma'daki sergiye hazırlanışıyla ilgili. Marina Abramovic serginin adını duyduğunda, "Marina Abramovic The Artist Is Present",  bunun kaderinde olduğunu ve sergide bilfiil bulunması gerektiğine karar vermiş. Bunun üzerine Atrium salonunda, ışıktan kare bir çerçevenin içine, kare bir masa ve iki sandalye yerleştirmiş. 14 Mart'tan 31 Mayıs'a kadar sabahtan, akşam 17:30'a kadar konuşmadan, dokunmadan, kalkmadan hiç bir iletişime geçmeden insanların karşısında gözlerinin içine bakarak oturmuş. Daha önceki birkaç performansının tekrarlanabilmesi için genç sanatçıları 3 gün boyunca kendi çiftliğinde fiziksel ve zihinsel oruç çalışmasıyla eğitmiş. Sonuç 750 bin civarlarında seyirci. Sanat eleştirmeni Arthur Danto'nun doğru bir analizi var. " For most masterpieces people stand in front of it for thirty seconds. Mona Lisa: thirty seconds. But people come and sit here all day."
http://marinafilm.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder